YILDIRIM MAYRUK DEFİLESİ 2023'e Hikayeler - XXII "MODE-ON"
2013-2014 KIŞ DİKİŞ KOLEKSİYONU
Bugün "Haute Couture" dendiği zaman Türkiye'de yeri doldurulamaz moda dünyasının büyük üstadı Yıldırım Mayruk'un defilesindeydik. Herkesin nefeslerini tutarak izlediği muhteşem defilede yine Yıldırım Mayruk tasarladığı birbirinden harika gece elbiseleriyle izleyicileri kendisine ve tasarımlarına hayran bıraktı.
Park Bosphorus İstanbul Hotel' de Alzheimer Derneği yarına düzenlenen 2013-2014 Kış Dikiş Koleksiyonu defilesi Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal imzasını taşıyordu.
Defileye moda, sanat, siyaset, iş çevreleri ve birçok kesimden yoğun bir katılım vardı.
El işçiliğinin kaybolduğu işelemeli kumaşların hüküm sürdüğü, sentetik şifonların MALESEFKİ altın devrini yaşadığı günümüzde Yıldırım Mayruk tasarımlarıyla, el işçiliğinin muazzam güzelliğini, ipek şifonların içinde bir kadının ne kadar asil ve zarif olabileceğini, dikiş kalitesinin bir elbiseyi nasıl farklı kıldığını, dantelin nerede ve nasıl kullanılması gerektiğini bir kez daha herkese hatırlattı. Birbirinden muhteşem kıyafetlerin ve döpiyeslerin yeraldığı defilede herkes sustu dikiş ve kumaş kalitesi konuştu.
2023'E HİKAYELER -XXII
"MODE-ON"
Stil modanın devriminden güç alan gözükara makas darbeleri, bu kez tamamen doğal dokularla yaratıcılığın özgürlük tutkusunun işgalini uyguluyordu.
Pantalonların tutsaklığa başkaldırışına ise, özgür disiplinin, bazen dar bazen de evaze etekleri uyum içinde eşilik ediyordu.
Kimi zaman sokakta kimi zaman sarayda yeşeren hükümran duygular bu kez Atatürk'ün kadınını geleceğin ışıltısıyla taçlandırıp bir kez daha dengenin çağdaşlık iktidarına taşıyordu.
Belirgin ve atılgan omuzlar, ince beller üzerine sıkıca yerleşip uygun adımlara olanak tanıyan kesimler ile engel barikatlarını aşıp güven dolu geleceğe koşuyordu.
Tutsak düşürülmeye çalışılan Merinosun yünlü dokumaları, dutlardan gelen en nadide ipek ile astarlanmış Pera'nın, kemik düğmelerini anahtar yaparak doğanın sunduğu tüm ihtişamı harmanlayıp sessiz çığlığı ile aniden karanlığın zalim kapısını sonsuza dek aralıyordu...
Renk, doğanın asırlık çınarlarında gövdeleşen kahveler ve bejler, Anadolu'nun tütün yapraklarını pastırma yazına asmış kül grilerinin içinden fışkıran alev kırmızısı aşkın isyanının ateşini bir kez daha körüklüyordu.
Kömür karasının beyaza hasreti sona eriyor, ekrunun dinginliği, tuzkayası tonlarından sis perdelerini dağıtarak gerçekleri çırılçıplak sorguluyordu.
Ata'nın altın sarısı saçlarına hemen bayrak kırmızısı el vermiş, zerdali pembesinden sümbül fuşyelerine en güzel çiçeklerin rengini gamın kıvrımlarına sererek bedendeki ikinci cildi yeniden adlandırıyordu.
Morların, mavilerin ve lacivertlerin gün batımındaki düşünsel resmi ise gelecek baharın ve yazın, yeniden filizlenecek dallarındaki tüm yeşillerine eşi görülmemiş bir bereket ile başlangıcın zamansızlığını seslendirtmekteydi.
İşte bu yüzden Atatürk'e yücelen merdivenlerde Türk kadınları dünyayı aydınlatmaya devam ederek "her yer aşk, her yer moda" ekseninde hicivin zirvesinde gülümseyerek dans etmekteydi.
Pantalonların tutsaklığa başkaldırışına ise, özgür disiplinin, bazen dar bazen de evaze etekleri uyum içinde eşilik ediyordu.
Kimi zaman sokakta kimi zaman sarayda yeşeren hükümran duygular bu kez Atatürk'ün kadınını geleceğin ışıltısıyla taçlandırıp bir kez daha dengenin çağdaşlık iktidarına taşıyordu.
Belirgin ve atılgan omuzlar, ince beller üzerine sıkıca yerleşip uygun adımlara olanak tanıyan kesimler ile engel barikatlarını aşıp güven dolu geleceğe koşuyordu.
Tutsak düşürülmeye çalışılan Merinosun yünlü dokumaları, dutlardan gelen en nadide ipek ile astarlanmış Pera'nın, kemik düğmelerini anahtar yaparak doğanın sunduğu tüm ihtişamı harmanlayıp sessiz çığlığı ile aniden karanlığın zalim kapısını sonsuza dek aralıyordu...
Renk, doğanın asırlık çınarlarında gövdeleşen kahveler ve bejler, Anadolu'nun tütün yapraklarını pastırma yazına asmış kül grilerinin içinden fışkıran alev kırmızısı aşkın isyanının ateşini bir kez daha körüklüyordu.
Kömür karasının beyaza hasreti sona eriyor, ekrunun dinginliği, tuzkayası tonlarından sis perdelerini dağıtarak gerçekleri çırılçıplak sorguluyordu.
Ata'nın altın sarısı saçlarına hemen bayrak kırmızısı el vermiş, zerdali pembesinden sümbül fuşyelerine en güzel çiçeklerin rengini gamın kıvrımlarına sererek bedendeki ikinci cildi yeniden adlandırıyordu.
Morların, mavilerin ve lacivertlerin gün batımındaki düşünsel resmi ise gelecek baharın ve yazın, yeniden filizlenecek dallarındaki tüm yeşillerine eşi görülmemiş bir bereket ile başlangıcın zamansızlığını seslendirtmekteydi.
İşte bu yüzden Atatürk'e yücelen merdivenlerde Türk kadınları dünyayı aydınlatmaya devam ederek "her yer aşk, her yer moda" ekseninde hicivin zirvesinde gülümseyerek dans etmekteydi.
İşte bu güzel günden birkaç hatıra fotoğrafı
Yıldırım Mayruk - Nejla Vatanandıran |
Barbaros Şansal - Nejla Vatanandıran |
![]() |
Yıldırım Mayruk Defilesi |
![]() |
Yıldırım Mayruk Defilesi |
2013-2014 Yıldırım Mayruk Defilesi |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
![]() |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
![]() |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
![]() |
2013-2014 yıldırım mayruk defilesi |
0 yorum :
Yorum Gönder